Toplumsal Değişimin Eğitim Sistemi Üstünde Etkileri
Toplumsal Değişimin Eğitim Sistemi Üstünde Etkileri! Toplumsal yönde oluşan değişimler, öncelikle okul ve çevresi ile alakalı ilişkileri temelinden değiştirebilmektedir. Geleneksel eğitim sisteminde ortaya çıkan ilişki, okullarda oluşan durum ile anne ve baba olarak isimlendirilen veliler arasında bağ kurarak ortaya çıkmaktadır.
Toplumsal Değişimin Eğitim Sistemi Üstünde Etkileri! Okulların genel manada işleyişi hem öğrenci hem de okul etrafında yoğunlaşmaya başlamaktadır. Buradan da öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarının en uygun bir şekilde karşılanmasını önemli kılmaktadır. Bu da eğitimin ön plana çıkarılması noktasını açıklamaktadır. Böyle bir anlayışın doğması, okulların işletme olarak ele alınması gibi neticeler doğurmaktadır. Bu da öğrencileri memnun etme çabası içerisine girilmesini tetiklemektedir.
Okulların İşletme Gibi Çalıştırılması
Gelişen ve değişen toplumsal değişimler, eğitim sisteminde de farklı yapısallıklara doğru bir süreç doğurmaktadır. Öğrencinin memnun edilmesi anlayışı hem okul yönetiminin hem Milli Eğitimin hem de hükümetin anlayışı haline dönüşmektedir. İşletme gibi görülen ve sürdürülebilir bir iş yeri bağlamında değerlendirilen okullar, müşterisini memnun etme anlayışı içerisinde hareket eden işverenlerin bakış açısı ile değişim yaşamaktadır. Öğrencinin öğrenme ihtiyacını etkili bir şekilde karşılamak ve buna yönelik nitelikli öğretmenlerin iş yapmasını sağlamak, birincil öncelik olmamaktadır.
Eğitim Sisteminde Olması Gerekenler
Oluşan yeni değerler, eğitim öğretim sistemindeki okulların gerek işleyişini gerekse de yapısal özelliğini karakterize eden bürokratik ve hiyerarşik yapının terk edilmesini sağlamaktadır. Bunun yerine yerinden yönetilen profesyonel bir şekilde kontrolün sağlandığı ve böyle bir yapının egemen olduğu şekle terk edilmek zorunda kalmaktadır. Bu bakış açısı okul ve eğitim sisteminin yapısında temel bazı değişiklikleri öngörmektedir. Özellikle sorumluluk ilişki ve rol kapsamında değişiklikler gösterilmesini temin etmektedir.
Eğitim sistemindeki okullarda ortaya çıkan otorite akışının daha az hiyerarşik mana içermesi gibi bir neticeye doğru çevrilmektedir. Liderlik gibi bir durumun pozisyon itibari ile değil ortaya konulması gereken işle alakalı başarıyla ilişkilendirilmesi gerektiği gibi bir durum hasıl olmaktadır. Okul yöneticilerinin ortaya koyduğu aşırı kontrol yapı, yerini hem öğretmene hem de diğer personellere daha fazla sorumluluk ve yetki verilmesi şekline dönüşmektedir.
Olumlu manada kullanılabildiği sürece bunlardan birçoğu günümüz şartlarında eğitim öğretim sistemini bir üst basamağa taşıyabilecek özellikler olarak görülmektedir. Okul idarecilerinin mevzuatın uygulayıcısı olarak değil, işlerin idare edilmesi ve kolaylaştırılması yönüne evrilmesi gözlemlenmektedir. Öğretmen de kendisine verilen müfredatı yerine getirmek ile mükellef olan bir memur olarak görülmemektedir. Girdiği sınıfların lideri ve verdiği eğitimin kalitesi ile örtüşmesi beklenmektedir.